amerika'da vaktinde komünist partililere, siyahlara ve sonra savaş karşıtlarına karşı kullanılan "love it or leave it", ya sev ya terket sloganını mhp ithal etmişti. ülkü ocaklarının falan kullandığına çokça şahit olduk. bahçeli slogan bizim değil, resmi olarak kullanmadık hiç diyor, çıksın o zaman ülkü ocakları da bizim değil desin. kimi inandırabilir?

slogan ayrımcı, zaman zaman ırkçı anlamlarda kullanılabiliyor. olabilir, faşistler zaten öyledir, bu normal. ama neden sevilmeyen bir şeyi bırakıp gitmek gerektiğini ima ediyor, işte onu hiç anlayamadım. neden bırakıp gidecekmiş sevmeyenler, sevemeyenler. ya da neden boktan olduğunu düşündüğü bir şeyi zorla sevecekmiş insan. sevginin böyle bir doğası yok ki. ya da bir objeye yönelik öyle toptan bir sevgi duygusu olmak zorunda mı? misal, konu memleket olduğu için, bir memleketin her şeyini sevmek mecburiyetinde mi insan? boğaz'ı seviyorum ben ama her yerinden pislik, terkedilmişlik, yoksulluk akan dolapdere'yi sevmiyorum kardeşim. kime ne? seven sevsin. ağrı'yı da sevmiyorum. ağrılılar kızmasın. izmir'i seviyorum, mhp ve chp'yi sevmiyorum, istanbul'un bazı yanlarını seviyorum, polisi sevmiyorum, üsküdar'ı seviyorum, atıyorum, mehmet ali'yi değil ama asena'yı seviyorum.

sevmediğim şeyleri sevebilmek için mücadele ediyorum. sevilebilecek bir hale gelmesi için uğraşıyorum. neyse. hani demiştik ya, kimse sloganı sahiplenmiyordu, bahçeli bile reddediyordu, erdoğan da mhp'ye vurarak puan toplamaya çalışıyordu, sonunda beklenen oldu ve iskenderun ilçemizin demokrat partili belediye başkanı mete aslan aslanlar gibi sahip çıktı bu boktan slogana. bununla da kalmadı, kentin tüm bilboardlarına yandaki afişleri astırdı. eee, başbakan, pompalı serserilere arka çıkarsa bu olur. imam osurursa cemaat sıçar efendim.

Pazar, Kasım 30

0 yorum

Yorum Gönder

antikapitalist hava sahasındasınız, türbülans ihtimalini gözden çıkarmayınız...