aşağıda, başörtülü ve üniversiteli genç kadınların türban tartışmasını daha makul bir zemine çekmesini umduğum bildirileri var. onlara en çok milliyetçiler, ulusalcılar, kemalistler yani statükocular kızacak. ama akp'lilerin de "siz de nereden çıktınız şimdi" dediklerini duyar gibi oluyorum. genç kadınlar bu çağrılarıyla sadece demokrasi konusundaki samimiyetlerini ifade etmekle kalmıyor, aynı zamanda akp hükümetine de baskı kurmuş oluyorlar. bence bu zamanlama açısından fevkalade bir girişim. siteleri de şurada.
işte o bildiri:
SÖZ KONUSU ÖZGÜRLÜKSE HİÇBİR ŞEY TEFERRUAT DEĞİLDİR
BİZ HENÜZ ÖZGÜR OLMADIK...

Üniversite kapısı sert bir şekilde yüzümüze kapatıldığı günden bu yana yaşadığımız acılar bize
bir şey öğretti: Gerçek sorunumuz insanların hayatlarına, görünüşlerine, sözlerine,
düşüncelerine müdahale edebilme hakkını kendinde gören yasakçı zihniyettir.
Başını örttüğü için ayrımcılığa uğrayan kadınlar olarak tüm samimiyetimizle açıklıyoruz ki;
üniversitelere başımızı örterek girmekle mutlu olmayacağız. Ta ki:
Kürtlerin ve ötekileştirilenlerin kendilerini bu ülkenin asli unsuru hissetmesi için gereken
hukuki ve psikolojik ortam oluşturulmadan,
Acımasızca işlenen cinayetlerin gerçek sorumlularına ulaşılmadan,
301 davalarını bitirecek düzenleme yapılmadan,
Azınlık vakıflarının üzerinde pişkince oturanların rahatı bozulmadan,
Alevilerin ibadetini kültürel aktivite, ibadet evlerini de kültür merkezi olarak görmekte ısrar
etmekten vazgeçilmeden,
Üniversitelerden sudan sebeplerle atılan arkadaşlarımız geri dönmeden,
Yasakçı zihniyet bize ne zaman, nerelerde ve nasıl örtüneceğimizi dayatmaktan vazgeçmeden,
Üniversitelerin bilimsel özgürlüğünün önündeki en büyük engel YÖK kaldırılmadan…

Kısacası;
12 Eylül darbe anayasasını esamesi okunmayacak şekilde ortadan kaldırıp yeni, sivil
bir anayasaya yapılmadan mutlu olamayacağız.
Birimizin diğerimiz için tehlike olduğu korkusunu yayıp bizi birbirimize düşürerek bu adaletsiz
düzenini devam ettiren yasakçı zihniyet tamamen ortadan kalkmadan hiçbir özgürlük tam özgürlük değildir.
Özgürlüklerin kısıtlanmasının ne demek olduğunu bilen insanlar olarak, bundan sonra da her
türlü ayrımcılığın, hak ihlalinin, baskının, dayatmanın karşısında olacağız.
Unutulmamalı ki; “Gökler ve yer adaletle ayakta durur.” (Hz. Muhammed)

Perşembe, Şubat 21

0 yorum

Yorum Gönder

antikapitalist hava sahasındasınız, türbülans ihtimalini gözden çıkarmayınız...

Subscribe here